Nükleer santral kazalari tüm gezegeni tehdit ediyor. Gelismis geçinen Rusya'sindan, Japonyasi'na, ABD'sinden Fransa'sina kadar, herhangi bir kaza sonrasi santralde çalistirilan isçiden, bölge halkina ve hem o ülkenin hem yakin cografyadaki ülkelerin vatandaslarinin hem de kontamine olmus ürünleri satin olmak zorunda birakilan çok uzak ülkelerin tüketicilerine kadar herkes büyük yalanlar, bilgi saklamalari ve en temel saglik haklarindan dahi mahrum birakilmaktadir. Bütün bunlari degerlendirmek için, üzerinden geçen makul sürelerle verilerin daha belirginlestigi Çernobil ve Fukisima kazalarinda nasil uygulandigini bu kitapta okuyacaksiniz. Öylesine ki Japonya gibi bir ülkede, nükleer kazadan sonra yapilacak ilk is olan iyot tabletlerin dagitimi bile yapilmamistir ve sonuçlari daha simdiden çok agir olmustur. Peki Çernobil'de yasananlar, Fukisima'da basariya alismis ve teknolojiye belki de dünyada en çok inanan Japonlara ders oldu mu? Kitap bu karsilastirmanin da izini sürerek, bir yaniyla da güç sahiplerinin egilimlerinin, sivil toplumun etkililiginin, tip camiasinin örgütlügünün, bilim insanlarinin bagimsizliginin ve gazetecilerin cesaretinin önemini sorguluyor. Biz özellikle Türkiye'de artik çok iyi biliyoruz ki vatan hainligi ile sevgisi arasindaki çizgi, iktidarin tercihine kalmistir. Bir sekilde her iki kazadan da en çok zarari görme ihtimali olan insanlarin, örtbas etmelere degil, sonuçlariyla oynanmis raporlara degil, nükleer lobisinin finanse ettigi arastirmalara ve bos umutlara degil, güvenilir bilgilere ve destege ihtiyaci vardir. Kaldi ki bütün kazanin 300 yila kadar sürecek etkilerini ortadan kaldirmak için, yine bu en çok zarar gören yurttaslarin vergileri kullaniliyor.Nükleer serpintinin cinsi, yarilanma ömrü ve bunlarin bitkiler, hayvanlar genel olarak dogal ekosistem üzerindeki etkileri ise insan merkezli düsünenlerin dahi ihmal edemeyecegi düzeydedir çünkü bunlarin çogu dönüp dolasip besin ya da su olarak insanlar tarafindan tüketilmektedir. Ancak dünyaya baska bir gözlükle bakmayi becerebilenler için, ömürleri çok kisa olan mavi kelebeklerin nasil etkilendigi de önem tasir. Ömürlerinin kisalmasi, kanat uzunluklarin azalmasinin yani sira yeni nesillerdeki mutasyonlar, gelecek için çok kaygi vericidir.Ironik bir gelisme ise, nükleerden elde edecegimiz enerji olmazsa yasam durur sloganlari atan lobicilerin söylediklerin tam tersine, kazadan sonra 17 adet nükleer güç santralini (toplam reaktör sayisi 48) kapatan, hem de bu kadar teknoloji ve elektrik bagimlisi bir ülke olan Japonya o zamandan beri nükleer enerjiye muhtaç olmadan yasamistir ve bugün de tekrar çalistirilan 2 reaktör disinda nükleersiz yasamaktadir. Bütün bu kazalarin bize ögrettigi bir önemli unsur ise, tipki küresel iklim degisikligi gibi, nükleer santraller de bulunduklari devletlerin sorumlulugundan fazlasini, yani bütün gezegende yasayanlari ilgilendiriyor. Bu nedenle hangi ülkede yapilirsa yapilsin, yarin onun olumsuz etkilerine maruz kalacak tüm insanlarin bunlara direnmeye hakki vardir.(Tanitim Bülteninden)
Ürün Adı: Nükleer Felaketlerle Yaşamak
Ürün Kodu: 9786055895846
Yazar: Alex Rosen
Basım Yılı: 2016
Kapak Türü:
Sayfa Sayısı: 160
Kağıt Cinsi:
Çevirmen: Alper Öktem